Çekteki Teminat Kaydının Çekin Geçerliliğine Etkisi- 2019 Tarihli Karar İncelemesi

Mayıs 20, 2020

Yaşadığımız çağda, para halen ödemeler bakımından önemini korumaktadır. Ancak ticari hayatın geliştiği veya gelişmekte olduğu ülkelerde paranın yanı sıra ödemelerin büyük çoğunluğu çek ile yapılmaktadır. Herhangi bir sınıra tabii olmamakla beraber özellikle, büyük miktarda ödemelerde ve resmi kurumlar arasında çekle ödeme paraya göre daha fazla kullanılmaktadır. Çek, kambiyo senedi vasfını haizdir ve ekonomik işlevi gereği hukuki bakımdan bir ödeme aracıdır. Çek, bir ödeme aracı olarak, poliçe ve bonoda olduğu gibi kredi işlevini haiz değildir. Bu sebeple çekteki teminat kaydının geçerliliği her daim sorgulanmıştır.

Konuyla ilgili olarak Yargıtay da çekin ödeme aracı olduğunu belirtmiş ve ödeme dışında bir amaçla vermiş olan kişinin söz konusu bu iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğuna hükmetmiştir .

Ödeme aracı olarak çekte yazılı olan bedelin ödenmesi herhangi bir kayıt ve şarta bağlı olmamalıdır. Bedelinin ödenmesinin şarta veya kayda bağlandığı çek, kambiyo senedi vasfını kaybedecektir. Bu doğrultuda çekteki teminat kaydı da, çeke yazılan faiz şartı da veya cezai şart da yazılmamış sayılacaktır.

Örneğin; senet metninde “İşbu çek karşılığında iki ton elmayı 20.09.2020 tarihine kadar teslim etmemem halinde A’ya 10.000 TL ödeyeceğim” ibaresinin yer alması ödemenin açıkça şarta bağlandığı anlamına gelmektedir. Ödeme, ancak şartın gerçekleşmesiyle birlikte yapılacaktır. “Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi” unsuru bulunmamaktadır ve senet, zorunlu unsur eksiliği sebebiyle çek vasfını kaybetmektedir.

Ancak uygulamada, karşı tarafın borcunun güvencesi olarak verilen ve “teminat kaydı” düşülmüş çeklerle karşılaşılmaktadır. Çekteki bu teminat kaydının geçerli olup olmadığını anlamak için önce teminat senedinin ne olduğunu bilmek gerekli. Teminat senedi; taraflarca yapılan anlaşma uyarınca, mal veya hizmete ilişkin taahhüdün eksiksiz tamamlanacağını veya borcun eksiksiz ödeneceğini, aksi durumda belli bir bedel ödeme sorumluluğu ile karşı karşıya kalacağı kaydını içeren senettir.

Söz konusu bu teminat kaydı karşımıza çek üzerine yazılmış şekilde karşımıza çıkabilmekte ve çekte teminat kaydı yer almaktadır.

Teminat senetlerinde en önemli tartışma; senet üzerine düşülen teminat kaydının, senedin temel ilişkideki borçla ilişkilendirilmesi sebebiyle kambiyo senedi vasfını koruyup korumayacağıdır.

Uygulamada söz konusu tartışma özellikle, senet üzerinde “bedeli teminat içindir”, “işbu çek teminat çekidir” “teminat” veya “teminattır” gibi kavramlara yer verildiği durumlarda çekteki teminat kaydından bahsedebiliriz. 

Her ne kadar kambiyo senedinin bir başka borç ilişkisinin teminatı olduğu ifadesinin belirtilmesi kambiyo senedine konulan bir kayıt niteliğinde ise de söz konusu kaydın senette yazılan meblağın ödenmesini şarta bağlayıp bağlamadığı somut olay dâhilinde değerlendirilmelidir.

Uygulamada yer alan ağırlıklı görüş; teminat içeren ifadenin, çekin neyin teminatı olduğunu göstermediği müddetçe çeki şarta bağlı, dolayısıyla da geçersiz kılmayacağı yönündedir. Yani, asıl borç ilişkisi ile bağlantı kurulmaması şartıyla çek üzerinde yalnızca teminat verildiğine ilişkin bir açıklamanın yer alıyor olması çekin geçerliliğini etkilemeyecektir.

Senedin teminat senedi olduğunu ve bu sebeple kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını iddia eden taraf söz konusu iddiasını ispat etmek zorundadır. Senede sadece “teminat” ifadesinin yazılması, senedin geçerliliğini etkilemeyeceğinden, ispat edilmesi gereken husus; “teminatın hangi ilişkinin teminatı” olduğudur.

Bu doğrultuda çekte teminat kaydı olduğunu iddia eden taraf, HMK gereği “yazılı delile karşı yazılı delille ispat” kuralı gereği bu iddiasını yazılı bir delil ile ispat edebilecektir. Çekte yer alan bedelin neyin teminatı olduğuna ilişkin kayıt çekin üzerinde ayrıca belirtilebileceği gibi, ayrı bir belgede çekin belirleyici unsurlarına atıf yapmak sureti ile söz konusu ilişki ispat edilebilecektir.

Konu ile ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 16.12.2019 tarih ve 2019/1133 E. ve 2019/3240 K. sy kararına konu olan davada  takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla borca itiraza edilmiştir.

“Takip dayanağı bono üzerinde teminat senedi niteliğine ve hangi hukuki ilişkinin teminat niteliğinde olduğuna dair bir kayıt bulunmamakta olup teminat senedi olduğu hususu alacaklı tarafın da kabulünde değildir.

 Davalı; taraflar arasında aylık kiranın 13.000,00 TL olduğu sözleşme bulunduğunu ve davacı yanca dayanılan sözleşmenin kendi dayandıkları sözleşmenin ikinci sayfası olmadığını bildirmiş ise de, kira sözleşmesinin ilk sayfasını mahkemeye sunmuştur.

 Davacı yanca dayanılan ve mahkemeye ikinci sayfası sunulan sözleşmede 10. madde ile ” kiracı depozit olarak 50.000 (ellibin) senet mal sahibine verilmiştir” düzenlemesine yer verilmiş olup sözleşme altında kiracı şirket ile kiralayan imzaları bulunmaktadır.

Davalı istinaf dilekçesinde bu sözleşme altındaki imzaya itiraz etmemiş, anılan sözleşmenin davalı alacaklı tarafından bankadan kredi çekebilmek için düzenlenen sözleşme olduğu ve tarafların gerçek iradesini yansıtmadığı hususuna dayanmıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi’ne göre; davalı yanın istinaf dilekçesinde imzaya karşı çıkılmadığı hususu dikkate alındığında, savunmasının dinlenilmesi mümkün değildir. Yine taraflar arasındaki kira ilişkisinin 15/12/2016 başlangıç tarihli olduğu hususu tarafların kabulündedir.

Anılan durumda dayanak senedin keşideci ve borçlusunun kira akdinin tarafları olması, 50.000,00 TL meblağ yönünden düzenlenmesi nazara alındığında takip dayanağı kira akdi gereğince teminat niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerekir.” Gerekçesi ile yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verdiği kararı haklı bulmuştur.

Konu ile ilgili bir başka Yüksek mahkeme olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da içtihatları bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2018 tarih ve 2017/12-1140 E. 2018/563 K. sy kararında konu tartışmış ve Hukuk Genel Kurulunca;

 “Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; senette bulunan ‘Teminat Senedidir’ kaydının “neyin teminatı olduğu konusunda bir açıklık bulunmaması durumunda” senedin mücerretlik ( soyutluk ) niteliğini ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, burada varılacak sonuca göre kambiyo senedinin geçerli olup olmayacağı, ayrıca bu kambiyo senedine karşı ileri sürülen bu tür bir iddianın ne şekilde ispat edilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır.

Bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz.

Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.” şeklinde içtihat oluşturulmuştur.

SONUÇ

  1. Ödenmesi herhangi bir kayıt veya şarta bağlanan çek kambiyo senedi vasfını kaybedecektir
  1. Çek üzerine herhangi bir açıklama olmadan yalnızca “bedeli teminattır” veya “teminat içindir” gibi yazılan kayıtlar çekin kambiyo vasfını etkilemez
  1. Çekteki teminat kaydının geçersiz olduğunu ve çekin, teminat senedi olduğunu iddia eden taraf “hangi ilişkinin teminatı olarak verildiğini” yazılı olarak ispatlaması gerekir. Bu husus, çek üzerinde yer alabileceği gibi, ayrıca sözleşme, fatura gibi yazılı belgeler ile ispatlanabilecektir.

Av. Eren Evren                                                                                                                                                Stj. Av. Asena Ballı