Hakem Kararının İptali Davasında Esasa Girilebilir mi ?
Eylül 15, 20176100 sy Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Kararlarına karşı temyiz yoluna başvurma imkanını ortadan kaldırmış ve Milletlerarası Tahkim Kanunu’na benzer bir şekilde hakem kararlarının iptalini düzenlemiştir.
Hakem kararının iptalini inceleyen Mahkeme, hakem kararına konu olayın esasını inceleyip esastan bir hata görürse bunu iptal sebebi yapabilir mi ?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 439.maddesine göre;
(1) Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.
(2) a) Tahkim sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim sözleşmesinin geçersiz olduğu,
b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, sözleşmede belirlenen veya bu Kısımda öngörülen usule uyulmadığı
c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediği,
ç) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiği,
d) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı,
e) Tahkim yargılamasının, usul açısından sözleşmede veya bu yönde bir sözleşme bulunmaması hâlinde, bu Kısımda yer alan hükümlere uygun olarak yürütülmediği ve bu durumun kararın esasına etkili olduğu,
f) Tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği,
g) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
ğ) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu,
tespit edilirse, hakem kararları iptal edilebilir.
Görüldüğü üzere; yasada kararın esasına girilebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu doğrultuda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi de 22.06.2016 tarih ve 2016/4931 E ve 2016/6886 sy kararında benzer bir şekilde karar vermiştir.
Karara konu olan olayda Tahkim yargılamasında aleyhine karar verilen davacı hakem kararının iptalini istemektedir.
Davacı Hakem Kararının iptaline gerekçe olarak;
- Hakem heyetinin 6100 sayılı HMK hükümlerini uygulamasının yerinde olmadığını,
- Davacı şirketin hakeminin seçilmesinde sözleşmedeki usule uyulmayıp hakemin mahkeme tarafından tayin edildiğini,
- Genel mahkemelerde görülmekte olan dava nedeniyle derdestlik hali bulunmasına rağmen tahkimin yerinde olmayan gerekçe ile derdestlik itirazını reddettiğini ve davalının mahkemeye başvurmakla tahkimden vazgeçmiş sayıldığı halde feragate dayalı itirazın kabul edilmediğini,
- Genel mahkemenin müvekkilinin sözleşmenin geçersizliğine ve/veya sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğine ilişkin taleplerinin tahkimde karara bağlanmasına hükmettiği halde tahkimin müvekkilin taleplerinin genel mahkemede değerlendirildiğinden ve bu hususun kesin hüküm teşkil ettiğinden bahisle verdiği kararın yerinde bulunmadığını,
- HMK’nın usul hükümlerine de uyulmadığını, tarafların eşitliğine ve hukuki dinlenilme haklarına riayet edilmediğini, hakemlerin muhasebe ve mali hususlarda uzman olmadığı halde denetime elverişli bir hesap raporu alınmadan karar verdiğini, kararın kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini,
- BK’nın 19 ve 20. maddeleri uyarınca sözleşme geçersiz olduğu halde hakem heyetinin bunu dikkate almadığını, davalının bizzat sözleşmeyi ihlal ettiğini,
- Davacının her hangi bir süre vermeden sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğunu,
- Tazminatın yanlış hesaplandığını ileri sürerek
13.01.2014 tarihli hakem heyeti kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise vermiş olduğu savunmasında;
- İptal davasında maddi hukuk esaslarının incelenemeyeceğini,
- Hakem kararının üç profesör tarafından oy birliği ile verildiğini,
- İhtara rağmen davacı hakemini seçmeyince mahkeme tarafından hakem atandığını,
- tahkim yargılamasının usulüne uygun yürütüldüğünü, kamu düzenine aykırılık bulunmadığını, yürürlüğe girişinden sonra HMK hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğunu
savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkemece; Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre;
- Hakemlerin seçilme usulünde yasa ve sözleşmeye aykırılık bulunmadığı,
- CD ortamında kaydedilen duruşma tutanaklarının sonrasında deşifre edilerek dosyaya konulmuş olduğu,
- Davalı alacaklının tahkim usulünden feragat etmediği,
- Ancak HMK 431. maddesine göre hakemlerin uzmanlıkları olmayan bir alanda tahkim sürecinde bilirkişi raporu alınmasına karar verebileceği, uyuşmazlık kapsamında haksız fesih nedeniyle tazminat hesabı yapılmasının uzmanlık gerektirdiği, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek ek sözleşmenin 4. maddesi doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiği,
- Hukukçulardan oluşan ve aralarında hesap uzmanı bulunmayan hakem heyetinin bu hesaplamayı yapamayacağı
- ve ayrıca Borçlar Kanunu 161/son fıkrası uyarınca tazminattan tenkis yapılması durumun resen dikkate alınması gerektiği ve kamu düzeninden olduğu
gerekçesiyle davanın kabulü ile 13.01.2014 tarihli hakem kararının HMK’nın 439/2-e-ğ bendi gereği Hakem Kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ne göre;
Dava, hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkin olup, hakem heyeti kararlarının iptalini düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesinde hangi şartlarda hakem kararlarının iptal edilebileceği dokuz bent halinde sayılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmeyle aralarında çıkacak uyuşmazlıkların hakem heyeti kararıyla çözüleceği kararlaştırılmış, buna göre oluşturulan üç kişilik hakem heyeti incelemeleri sonucunda bir karara varmıştır.
Hakem heyeti, süreci yürütürken bilirkişiden rapor alıp almamakta takdir hakkına sahip olduğu gibi, uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ve tahlili de hakem heyetine aittir. Hakem heyeti kararının esası, yerinde olup olmadığı, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususlar hakem heyeti kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılamayacak olup, mahkemece bu nedenlerle davanın reddi gerekirken hakem heyetinin takdirine ve kararının esasına yönelik değerlendirilmeler yapılması doğru olmamış,
Gerekçesi ile Yerel Mahkemenin kararını bozmuştur. Bu karara ise bir üye muhalif oy vermiştir.
Kararın İncelemesini Yapan;
Av. Eren Evren