Domain Adının Marka Hukukunda Ortaya Çıkardığı Hak İhlalleri

Ağustos 18, 2020

Çağımızın en büyük teknolojik gelişmelerinden olan internetin kullanımının hızlı bir şekilde yayılması neticesinde, internet kanalıyla Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku’nda birtakım sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmamızda web siteleri tarafından kullanılan domain adının Marka Hukukunda ortaya çıkardığı hak ihlallerinin karar örnekleriyle birlikte ele alınarak incelemesi yapılacaktır. 

  • Domain Adının Fikri ve Sınai Hukuku Bakımından Etkileri

Domain adı, telefon numaralarına benzer nitelikteki rakamlardan oluşmakta olup, kullanıcıların kullandığı web sitesinin adresi niteliğini taşımaktadır. Bir web sitesi kullanıcısı, bu numarayı örneğin bilgisayarında kullandığı zaman bilgisayar, internet üzerinden bu numaranın belirlediği web sitesine bağlanmaktadır. Bu numaranın hatırlanmasını kolaylaştırmak için bu numaralara ‘’domain adı’’ denilmektedir.[1]

Domain adı sistemi kâr amacı taşımayan ICANN (Internet Corporation for Assigned Names and Numbers/ İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) tarafından organize edilmektedir. ICANN, uluslararası bir şekilde organize edilmiş olup, IP adresi tahsisi, protokol tanıtıcı ataması, Üst Düzey Alan ismi sistemi yönetimi ve kök sunucu sistemi yönetimi işlevlerinden sorumlu bir kurumdur.[2] Daha önce hiçbir kimse tarafından alınmamış̧ domain adını kendi adına tescil ettirmek isteyen bir kişi ICANN’in akredite ettiği bir tescil kuruluşundan bu domain adını kolaylıkla kendi adına alabilmektedir.

  • Tescillenmiş Bir Marka Hakkının veya Benzerinin Bir Başkası Tarafından Domain Adı Olarak Kullanılması

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m. 7/2 düzenlemesine göre; marka tescili neticesinde doğan haklar marka sahibine ait olup, markasının haksız bir şekilde iltibas edilerek veya birebir şekilde bir başkası tarafından izin olarak kullanılması halinde marka sahibi tarafından bu fiilin önlenilmesini talep edilmesi mümkündür. Yukarıda izah edildiği üzere domain adına sahip olmak kolay bir işlem olduğundan dolayı, tescillenen bir işaretin birebir aynısının veya bir benzerinin alan adı olarak başkası tarafından alınabilmesi ihtimali bulunmaktadır.

  • Domain Adının Tescilli Bir Marka ile Aynı Yahut Benzer Alandaki Mal ve Hizmetlerde Kullanılması

domain-adinin

Bir marka sahibinin TÜRKPATENT tarafından tescillenen bir işaretinin; aynı türde mal ve hizmeti sunmak amacıyla, birebir aynısının, bir domain adı olarak kullanılması, o marka sahibinin tescilden doğan haklarına zarar verecektir. Fakat domain adı olarak, tescilli bir işaretin birebir aynısının değil de, bir benzerinin kullanılıyor olması halinde, tescilli olan işaretle domain adının karıştılması ihtimalinin bulunması gerekmektedir. Bu karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, ilgili mal veya hizmetin hedef kitlesinde bulunan ortalama bir tüketicide, iki markanın birbiri ile ilişkisinin bulunduğu veya iki markanın birbiri ile karıştırılabileceği şeklinde bir algı uyandırmasıdır[3]. Bu ihtimallerin gerçekleşmesi halinde marka hakkı sahibi SMK m. 7/3-d hükmü ile düzenlenen, internet domain adının kullanılmasının engellenmesi hakkını kullanabilecektir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin konuya dair bir kararında, marka hakkı sahibi olan davacının, tescilli marka işaretinin davalı tarafından domain adı olarak izinsiz kullanılmasının ve bu domain adını kullanmak suretiyle davacının verdiği ile aynı hizmeti vermesi sebebiyle, davalı tarafından gerçekleştirilen bu eylemin, davacının sahip olduğu marka hakkına tecavüz niteliği taşıdığı ve haksız rekabete sebep olduğu yönünde verilmiş olan yerel mahkeme kararını onadığı görülmüştür.[4]

  • Domain Adının Tescilli Bir Marka ile Farklı Alandaki Mal Veya Hizmetlerde Kullanılması

Tescilli bir markanın birebir aynısı olan işaretin, farklı sektörde yer alan bir firma tarafından domain adı olarak tescil edilerek kullanılması halinde, markanın farklı mal ve hizmetler için kullanılması söz konusu olmaktadır. Bu durumda, artık bir iltibas tehlikesinin varlığından söz edilemeyecektir. Bu halde, tanınmış bir marka olmadıkça, marka hukukuna dayanarak, domain adının kullanılması engellenemez.[5] Kanun koyucu tarafından; tanınmış bir marka olmadıkça, markalar hangi alandaki mal ve hizmetlerin kullanımı için tescil ettirilmişse sadece tescil ettirildikleri o alanlar için koruma sağlanmaktadır. Ancak şartların oluşması halinde, haksız rekabet hükümleri bunun bir istisnası olabilmektedir. Konuyla ilgili olarak ABD’de Candyland Case olarak bilinen davada, oyuncak firması olan Hasbro’nun tescilli bir markası olan Candyland ile birebir aynı işarete sahip olan “candyland.com” domain adının bir porno şirketi olan Internet Entertainment Group Ltd. tarafından kullanılması ve kullanılan domain adına, müstehcen içerikler yüklenmiş olması nedeniyle Hasbro, ticari itibarının lekelendiğini ve marka değerinin zarar gördüğünü iddia ederek açtığı davayı kazanmıştır.[6]

  • Tescilli Markayla Aynı veya Benzer Domain Adının Ticari Bir Amaç Gütmeden Kullanılması

Tescilli bir markayla aynı veya benzer nitelikteki bir alan adının herhangi bir ticari amaç̧ güdülmeden kullanılması halinde, SMK m. 7/3 düzenlemesi uyarınca, marka hakkı sahibi bu kullanımın engellenmesini talep etme hakkına sahip değildir. Zira; marka hakkı sahibi, her ne kadar SMK m. 7/2 düzenlemesi uyarınca, sahip olduğu tescilli markasıyla aynı veya benzer işarete sahip olan kullanımları önleme hakkına sahipse de, SMK m. 7/3 uyarınca, domain adı kullanımı da dahil olmak üzere sayılan belli hallerde, SMK m. 7/2’de yer alan uygulanmanın tescilli işaretin ticaret alanında kullanılması şartına bağlandığı görülmektedir. Kaldı ki; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bir kararında; davalı taraf  “yurticikargomagdurlari’’ olarak bir domain adı almış̧ ve bu web sitesinde davacı Yurtiçi Kargo ile ilgili tüketicilerin yaşadığı mağduriyetlerle ilgili yazılar ve gerekli iletişim bilgileri paylaşılmıştır. Davacı şirket, marka tesciliyle sahip olduğu haklarının ihlal edildiğini ve tescilli marka hakkına tecavüz edildiğini ileri sürmüşse de Yargıtay, domain adının içinde “ yurtiçi” veya “yurtiçi kargo” şeklinde ibareler geçmiş olsa da, davacının markasının sahip olduğu tanınmışlıktan haksız olarak bir yararlanmanın bulunmadığı ve ticari bir amaç güdülmediği bu nedenle de davacının marka hakkına tecavüzün gerçekleşmediğine dair verilen yerel mahkeme kararını onadığı görülmüştür.[7]

  • Domain Adı Sahibinin Domain Adıyla Meşru Bir Bağlantısının Olması

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda domain adına yalnızca SMK m. 7/3-d bendinde yer verilmiştir. Bu madde incelediğinde, tescilli bir markayla aynı veya benzer işaretli bir domain adının, SMK m. 7/2 düzenlemesi gereğince engellenebilmesi için bu domain adını izinsiz olarak kullanan kişinin, kullanıma dair haklı veya meşru bir bağlantısının bulunmaması gerekmektedir. Bu nedenle domain adıyla, domain sahibi arasında meşru bir bağlantı mevcutsa ve domain adıyla aynı işarete sahip TÜRKPATENT tarafından tescillenmiş bir markanın, Marka Hukuku kapsamında bu domain adının engellenmesini talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu halde, bahsi geçen haklı veya meşru menfaatin ne olacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Tescilli bir markanın, aynı veya benzerinin bir web sitesi domain alan adı olarak kullanılmasındaki meşru bağlantıya; tescilli marka sahibi ile üçüncü kişi arasında bulunan bayilik, distribütörlük, acentelik şeklindeki bir ticari ilişkinin mevcut olması şeklindeki hallerin örnek olarak gösterilebileceği gibi, web sitesi içerisinde marka hakkı sahibinin markasının kullanılmamış olması koşuluyla, üçüncü kişinin tescillenmiş olan ticaret unvanının da domain adı olarak kullanılması örnek olarak gösterilebilir.[8]

  • Tanınmış Bir Markanın Domain Adının Üçüncü Bir Kişi Tarafından Alınması

Tanınmış bir markanın, kanunumuzda sahip olduğu belirli bir tanımı bulunmadığı için markaların hangi sınırlar çerçevesinde tanınmış bir marka  olarak kabul edileceği hususu öğretide tartışmalıdır. Arkan ve Kayıhan’a göre; bir markanın tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, iş yaptığı mal veya hizmetlerle bir ilgisi dahi bulunmayan kişiler tarafından da markanın tanınıyor olması gerekmektedir.[9] Yasaman’a göre ise; bir markanın tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için ilgili çevreler tarafından biliniyor olması yeterli olarak görülmektedir.[10]

Tanınmış bir markanın aynısı olan bir işaretin, web sitesi domain adı olarak tescil edilmesi, genel olarak tanınmış olan markanın bilinirliğinden ve güvenilirliğinden yararlanmak saikiyle ve kötü niyetle olarak yapılmaktadır. Bu durumun tam olarak Türkçe karşılığı bulunmamakla birlikle, anılan yurtdışı kaynaklarında “cybersquatting” adı verilmektedir. Cybersquatting yapan kişilerin internet kullanıcılarını yanıltmak suretiyle tanınan markaların işaretlerini kullanarak veya farklı bir kombinasyonda web sitesi domain adı alarak, bunu tanınan markaya satmak istemesi veya bu web sitesi domain adını kullanmak suretiyle phishing(yemleme) metodu kullanarak internet sitesi kullanıcılarının kişisel verilerini ve kredi kartı bilgilerini ele geçirmesi söz konusu olmaktadır. Konuyla alakalı olarak WIPO’nun vermiş olduğu kararında tanınan marka olan Turkcell’in işaretine benzer olarak “turk-cell.org” domain adını kullanan ancak içerik yüklemeyen bir kişi için Turkcell’i bilmeme ihtimalinin söz konusu olmadığı, bu nedenle domain adının kötü niyetli olarak alındığına karar vererek, domain adının Turkcell’e transfer edilmesine karar verildiği görülmüştür.[11]

Av. Burçak Kandemir

 

 

 

[1] BEŞİROĞLU, Akın, Düşünce Üzerindeki Haklar Fikir Hukuku, 2. Bası, Ankara, 2002, s. 107.

[2] Yeni Başlayanlar İçin Kılavuz ICANN Katılımcılığı. Erişim adresi https://www.icann.org/en/system/files/files/participating-08nov13-tr.pdf

[3] TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 5. Bası, İstanbul, 2012, s. 407.

[4] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 27.11.2014 tarihli ve 2014/13529E., 2014/1857K. sayılı kararı – www.lexpera.com.tr adresinden alınmıştır.

[5] BOZBEL, Savaş, ‘’Markanın Alan Adı, Yönlendirici Kod ve Anahtar sözcük Olarak Kullanılması’’ Haluk Konuralp Anısına Armağan C III, Ankara, 2009, s. 228.

[6] United State District Code fort he Western District of Washington, February 9 1996 Decided, NO. C96-130WD www.lexisnexis.com adresinden alınmıştır.

[7] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 17.03.2014 tarihli ve 2013/15738E., 2014/5119K. sayılı kararı – www.lexpera.com.tr adresinden alınmıştır.

[8] ARKAN, Sabih, ‘’5833 Sayılı Kanun ile 556 Sayılı KHK’da Yapılan Değişiklikler’’ Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Mart, 2009, C. XXV, Sa. 1, s. 9.

[9] ARKAN, Sabih, Marka Hukuku, C. I, Ankara, 1997, s.9; KAYIHAN, Şaban, ‘’Yargıtay Kararları Işığında Tanınmış Marka’’ AÜEHFD, C. VII, Haziran 2003, s. 426.

[10] YASAMAN, Hamdi, Makalaler Hukuku Bilirkişi Mütalalaar Bilirkişi Raporları II, İstanbul, 2005, s. 18.

[11] WIPO Arbitration and Mediation Center Case No. D2010-2206