Yabancı Mahkemelerden Verilen Boşanma Kararlarının İdari Yoldan Nüfusa Tescili

Mayıs 8, 2020

Taraflardan birisinin yabancı olduğu ve/veya çiftlerin yurt dışında yaşıyor olması sebepleri ile yabancı ülkelerde gerçekleşen boşanma davalarında alınan kararların Türkiye’deki nüfus kayıtlarına işlenmesi için yabancı ülke mahkemesi kararının Türk mahkemelerinde tanınması veya tenfiz edilmesi gerekmekte idi.  Tanıma ve tenfiz için bir dava açılarak yargılama sürecinin yürütülmesi ve bu sırada yurt dışına tebligat yapılması oldukça zaman alan zahmetli işlemlerdi. Boşanma kararının nüfusa tescili için gerekli basit bir tanıma işlemi için uzun bir zaman harcamak gerekiyor ve bu sırada kişi Türkiye’de halen daha evli olarak gözüktüğü için yeniden evlenmesi de mümkün olmuyordu.

Bu zorlukları aşabilmek için 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 27/A maddesine “Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar, verildiği ülkenin kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir. “ hükmü getirilmiş ve yabancı mahkemelerden verilen boşanma kararlarının idari yoldan nüfusa tescili mümkün hale getirilmiştir.

Nüfusa Tescil için başvuruyu kim ya da kimler yapabilecek? Başvuru usulü nedir? Hangi belgeler gerekir? Hangi Nüfus Müdürlüğü’ne başvurulabilir?

 

Tüm bu sorulara cevap veren, 5490 sayılı kanunun uygulaması ise, 07.02.2018 tarihinde Resmi Gazete’de  yayımlanan “Yabancı Ülke Adlî Veya İdarî Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmiştir.

Düzenlemenin ilk halinde, yabancı bir ülkede boşanan taraflar, ancak birlikte Nüfus Müdürlüğü’ne başvurduklarında Nüfus Müdürlüğü tarafları bekar olarak işleyebiliyordu. Ancak eşlerden birinin ölmesi durumunda ise bu kanunun uygulanma imkanı olmuyordu. Böyle bir durumda sağ kalan eşin, mahkemeye başvurarak tanıma davası açması, çekişmeli yargı olduğu için ölen eski eşinin mirasçılarını da davalı göstermesi gerekiyordu. Bu da 2018’den beri ciddi hak kayıplarına sebebiyet vermekteydi.

Birçok Covid önlemini de içeren 25.03.2020 tarihli  7266 sayılı Torba Yasanın 28. Maddesiyle bu fıkraya “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına” ibaresi eklenmiştir.

Yani yasanın son halinde  “  taraflar bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması “ ile şartları varsa, bu kararlar aile kütüğüne tescil edilebilecektir.  Hatta bu şekilde boşanan kişilerin, tescil talebinde bulunmadan  ölmüş olması durumunda,  hukuki yararı bulunan kişiler de bu talepte bulunabilirler.

Yönetmelik tarafların aynı anda başvurmasını da şart tutmamıştır.  Diğer taraf, ilk başvurudan itibaren 90 gün içinde başvurursa bu da geçerli olacaktır.

Başvuru;  kararın verildiği ülkedeki dış temsilciliklere, yurt içinde ise taraflardan birinin yerleşim yeri il müdürlüğüne; Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Samsun, Siirt, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa ve Van il müdürlüklerinden birine yapılır.

Bunun için de gerekli belgeler   ise şöyle özetlenebilir;

  • Başvuru Formu,
  • İlgili kararın aslı ile Apostil şerhli Türkçe tercümesi,
  • Kesinleşme şerhi yok ise kararın kesinleştiğine Apostil şerhli Türkçe tercümesi,
  • Tarafların kimlik veya pasaport fotokopileri, taraflardan biri yabancı ise kimlik veya pasaportların noter tasdikli Türkçe tercümeleri,
  • Vekil aracılığı ile yapılacak başvurularda noter tarafından düzenlenen fotoğraflı özel vekâletnamenin aslı veya onaylanmış aslına uygun örneği,

Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen kararlarla ilgili daha önce Türk mahkemelerinde açılmış ve halen görülmekte olan dava dosyası bilgileri ile varsa kararların daha önce Türk mahkemelerince kesin hükme bağlanmış olduğuna ilişkin mahkeme kararının aslı veya fotokopisi ya da Türk mahkemelerinde halen devam eden bir dava yahut tanımanın Türk mahkemelerince evvelce reddedildiğine dair karar bulunmadığı yönünde adli makamlardan alınan belge

Bu belgelerde eksiklik olması durumunda eksikliklerin tamamlanması için taraflara 90 günlük süre verilir. Bu süre içinde eksik belgelerin tamamlanmaması halinde başvuru reddedilir.

Peki artık boşanma davaları yönünden Tanıma ve Tenfiz davalarına gerek kalmadı mı? Ne zaman Tanıma ne zaman Tenfiz Davası açmalıyız?

 

Yurt dışında bulunan eş o ülkede bulunan konsolosluğa ya da Türkiye içinde Nüfus Müdürlüğü’ne giderse, sadece boşanmanın tanınması için artık tanıma davasının açılmasına gerek kalmayacaktır.

Fakat eski eş Konsolosluğa ya da Nüfusa gitmekten imtina ediyor ya da yabancı ülke mahkemesinin kararı aşağıda anlatacağımız hususları da içeriyorsa bu halde tanıma ya da tenfiz davası açılması kaçınılmaz olacaktır.

Tanıma ve Tenfiz kavramları 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda düzenlenmiştir. Yabancı bir mahkeme kararı icra kabiliyeti ve zorunluluğu içeriyorsa, o yabancı mahkeme kararının Türkiye’de de icra kabiliyetine kavuşması için Tenfiz Kararı alınması gerekmektedir.

Bunun için açılacak dava “Tenfiz Davası” olacaktır. Ancak bir mahkeme kararının icra kabiliyeti yoksa, sadece defi ve ispat vasıtası olarak Türkiye’deki bir mahkemede ileri sürülecek ise bu defa ilgili mahkeme kararının tanınması yeterlidir. Bunun için açılacak dava “Tanıma Davası” olacaktır.

Aile hukuku yönünden bir örnekle açıklayacak olursak, taraflar Almanya’da boşanmışlar ve boşanma kararında velayet, çocukla şahsi münasebet, karşılıklı nafaka ya da tazminat talebi yoksa ve eşler konsolosluk veya nüfus müdürlüğüne gidebiliyor ise bu yazımızda anlatılan idari düzeltme yoluna başvurulabilir.

Ancak karar,  boşanma ile birlikte  velayet, nafaka, tazminat, çocukla şahsi ilişkiye ilişkin hükümler de içeriyor ise bu durumda düzeltme veya kararın tanınması yeterli olmayacak ve tenfiz davası açılması da gerekecektir.

Tanıma ve tenfiz davası kararı veren ülkede zamanaşımına uğramadığı sürece her zaman açılabilir. Bu davalar çekişmeli yargı olarak, basit usulde görülürler.

İdari düzeltme mi, Tanıma mı, Tenfiz mi kişiye gerekli önce bunun tespit edilip ona göre adımın atılması ile eksik ya da fazla evrak toplama ya da yanlış yapılan hukuki işlem ile zaman ve para kaybedilmesi önlenmiş olacaktır. Bu sebeple alana hakim bir avukat yardımı elbette faydalı olacaktır.

Yüksel Okyay Evren

Avukat-Arabulucu